TARAFTAR PSİKOLOJİSİ

TARAFTAR PSİKOLOJİSİ

Günümüzde, internet, yazılı ve görsel medya gibi kitle iletişim araçlarındaki gelişmeler, geniş halk kitlelerinin spora olan ilgisini daha da artırmış, böylece spor bazı beden hareketleri veya basit bir yarışma olayı olmaktan çıkıp, kitleleri peşinden sürükleyen heyecan ve seyir aracı olmuştur. Spor taraftarlığı bu yönüyle günümüz toplumunun boş zaman davranışının baskın bir şeklini oluşturmaktadır. Birçok araştırmacı taraftarlığın pasif bir aktivite olduğunu ve spora aktif olarak katılıma benzemediğini ileri sürerek spor taraftarlığını tembellik ile eş tutmuşlardır. Oysa insanların tamamından aktif etkinlik beklenemez. Spor’a aktif katılım sportif ekipman, tesis ve rakip gibi unsurları zorunlu kılarken spor taraftarı olmak için bunlara en az düzeyde gereksinim duyulur. Bir spor tutkunu ya da taraftarı olarak tanımlanmak kişiden kişiye değişik anlam taşımaktadır. Taraftar kimliği, bazıları için sosyal statünün belirlenmesinde çok önemli bir etken olabilmektedir. Bu bakımdan insanların taraftar olmasındaki sosyo-psikolojik etkenlerin belirlenmesi taraftar davranışının sınırlarını tanımlamak açısından katkı sağlayabilecektir.

TARAFTARLIK NEDİR?

Sporda taraftarlık takımın temsil ettiği değerlere bağlılık, spor klüplerine maddi ve manevi destek olma ile tanımlanmaktadır.

Taraftarlıkla İlgili Bazı Kavramlar

Fanatizm ve Fan (Hayran) Kavramları

Fanatizm, bir kimseye, bir gruba ya da takıma aşırı düşkünlük ve tutkuyla bağlı olma durumu iken, fanatik ise bir kimseye ya da bir şeye aşırı derecede coşku ve tutkuyla bağlanan kimse olarak tanımlanabilir. Fan ise, hayran, düşkün veya meraklı kimsedir ve fan,

duygusal olarak spor olayına bağlanmış bir tüketicidir. Ayrıca fan, çok aşırı bir istek ve tutku ile spora bağlanan spor hayranı olarak da tanımlanabilir.

Spor Taraftarı ve Spor Seyircisi

Genel anlamda taraftar; yan tutan, bir yanı destekleyendir. Değişik yaklaşımlarda taraftarlık düzeyinin kişinin tuttuğu takıma bağlanma ve ilgilenme durumuna göre sınıflandırıldığı görülmektedir. Jones (1997) spor seyircileriyle taraftarlar arasında farklılık olduğunu belirtmiştir(8). Spor seyircisi ile taraftarın ayırımı kişinin kendini takıma ve oyunculara adama derecesi ile belirlenmiştir. Spor seyircilerinin, bir sportif olayı sadece gözlemlemekten, oldukça özdeşleşmiş taraftarlara doğru sınıflandırıldığı da görülmektedir.

Taraftar Tipleri

Taraftarların davranış biçimlerine göre çeşitli şekillerde sınıflandırıldığı görülmektedir. Örneğin, Wann ve Branscombe’e (1990) göre; taraftarlar, "takımlarına ölesiye bağlı (die-hard) veya "havaya göre değişen (fair-weather)" taraftarlar olarak iki grupta değerlendirilmektedir. Sutton (1997) ise; taraftarları takımlarıyla özdeşleşme düzeylerine göre derecelendirerek düşük, orta ve yüksek düzeyde olarak üç kısımda incelemiştir. Düşük düzeyde özdeşleşen taraftarların bir maçtan daha fazla zevk aldığını ve onlar için maçın eğlence yönünün ağır bastığını bulmuştur. Orta düzeyde özdeşleşmiş taraftarların ise, takımının amblemini ya da rengini taşıyan kıyafetleri giyme eğilimi gösterdiğini, yüksek düzeyde özdeşleşmiş taraftarların ise, zamanları ve maddi imkânları el verdiği ölçüde kendilerini takıma adadıklarını belirtmiştir. Spor Taraftarlığında Özdeşleşme Özdeşleşme, kişinin bir başkasının davranış sistemini içten bir şekilde benimseyip kendisine mal etmenin yanı sıra, özümsediği bir örneğe göre, kendi ruh, düşünce ve davranış yapısını yeniden organize

etmesidir. Özdeşleşmede çocuk veya genç, toplumda yer alabilmek için benliğine özdeşleşme objesi olarak en yakınları arasından bir ya da bir kaç kişiyi seçer. Onların davranış kalıplarını benimser. Zamanla çocuk geliştikçe, yakın çevre özdeşlemesi daha uzaklarda aranır olur. Özdeşleşilen unsurlar; öğretmen, antrenör, spor yıldızları, şampiyonlar, spor takımları, sanatçı, artist, din, mezhep, tarikat, ideoloji ve politika liderleri olabilir

Önemli maçlarda tutulan takımın maçı kaybetmesi taraftarlarda büyük etkilere sebep olabilmektedir. Taraftarlarda maç kaybetmek üzüntüye sebep olabilmekte, daha da fazlası bu üzüntü kişinin günlük hayatını bile etkileyebilmektedir. Yapılan araştırmalar taraftarların çoğunun yenilmenin de sporun bir parçası olduğu düşüncesine sahip olan taraftarların çoğunlukta olduğunu göstermektedir. Böyle bir düşünceye sahip olunması sporun sağlıklı ve huzurlu bir atmosferde gerçekleşmesi için çok önemlidir.

Modern sporun günümüzdeki öncelikli amaçlarından biri de sporda centilmenlik ve fair play anlayışının hem sporcu düzeyinde hem de izleyici ve taraftarlar düzeyinde yerleşmesini sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda spora karşı olan tutku ve devamlılık sağlıklı olanıdır.

Uzman Klinik Psikolog

Aslıhan Değerli

Etiket: spor psikolojisi, taraftar psikolojisi, iletişim, maç psikolojisi, bjk, galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş, değerli psikoloji, izmir psikolog, alsancak psikoloji, aslıhandeğerli, izmirpsikologuzman